Röportaj: Abby Timon
Memnuniyetle söylemeliyim ki beş yıldan beri. Yaklaşık bir buçuk yıl Sipariş Memuru olarak çalıştım. Gelen siparişleri sisteme giriyor ve üretim birimine iletiyordum. Oradan Teknik Satış birimine geçtim. Üç buçuk yıldır bu birimde “Teknik Satış Uzmanı” olarak görev yapıyorum.
“Organizasyonel Liderlik” eğitimi aldım ve okuldan sonra doğrudan perakende satış elemanı olarak çalışmaya başladım. Bir mağazada ev aletleri satıyordum. Ancak bu iş hayalimdeki iş değildi. Bir gün çalıştığım mağazaya bir karı-koca geldi. Onlara yanlış hatırlamıyorsam Whirlpool marka bir bulaşık makinesi sattım. Satışın kırtasiye kısmını hallederken müşteri, benimle sohbet etmeye başladı, işimi sevip sevmediğimi, başka bir yerde çalışmayı düşünüp düşünmeyeceğimi sordu. VEGA hakkında bilgi toplamamı önerdi, bana kendi iletişim bilgilerini verdi. VEGA’ya başvurumu internet üzerinden yaptım ve bir hafta içinde VEGA çalışanı oldum!
Tipik bir çalışma gününü anlatır mısın?
“Teknik Satış Uzmanı” olarak” belli bir bölgedeki müşterilerin satın alım taleplerinin tümü bana geliyor. Müşteri derken hem son kullanıcıları hem de temsilcileri kastediyorum. Sorumlusu olduğum bölge Tennessee, Oklahoma’nın belirli yerleri, Arkansas, New Mexico ve Texas’ın tamamı. Yani epeyce geniş bir bölge! İletişim içinde olduğum satış elemanlarının sayısı sanıyorum 40’ı aşıyor, son kullanıcılar bu sayıya dahil değil. Satış bölgem müthiş, sürekli hareket halindeyim. Günde 25 - 30 arası telefon geliyor, yaklaşık 100 e-posta alıyorum. Satın alım taleplerinin ardı arkası kesilmiyor. Sürekli bir şeylere çözüm bulmam gerekiyor. İşimi çok sevmemin nedeni de bu.
Mesai saatlerimin çoğu uygulamalara ilişkin bilgileri toplamakla geçiyor. Bu bilgiler sayesinde müşterilerime kendi uygulamaları için en doğru çözümü sunabiliyorum. Sorulara cevap veriyor, müşterilerime aradıkları ürünü belirlemelerinde yardımcı oluyorum. Müşterileri memnun edebilmek için yapabileceğim ne varsa her şeyi yapıyorum.Bunlara ek olarak, hem diğer teknik satış uzmanları hem de şirket içi görev yapan satış ekibiyle düzenli olarak yaptığımız toplantılar var. Müşterilerimize nasıl daha iyi yardımcı olabilirizin yollarını bulmak için deneyebileceğimiz yeni şeylerin tartışıldığı toplantılar.
Evet, aynen öyle. İşe yeni başladığımda bütün ürünleri ayrı ayrı öğrenmek epeyce zor olmuştu. İlk tanıştığım ürünün klavuzlu radar sensör VEGAFLEX olduğunu hatırlıyorum. Herkese onu tavsiye ediyordum. Ama aldığım eğitimden sonra ve ürün sorumlularının da yardımlarıyla daha rahatladım, özgüvenim arttı ve ufkum genişledi. Şu anda artık benim bölgemin belli başlı alanlarındaki –ki bunlar kimya, petrol ve gaz, rafineri vs. gibi alanlar– belirli uygulamalarında VEGA ürünlerinin diğer markaları tamamen geride bıraktığını biliyorum. Bu nedenle bütün bu uygulamalar hakkındaki her şeyi iyice öğrendim. Bu şekilde müşterilerime en iyi çözümleri sunabiliyorum.
VEGAPULS 64 piyasa çıkar çıkmaz satış yapan çalışanların hepsi bu sensörü satmayı, son kullanıcıların hepsi de bu ürünü denemek istemeye başladı. Sensörün çığır açan bir ürün olduğunu herkes biliyordu. Bir günde aldığım 30 telefonun 28’inin konusu VEGAPULS 64’tü. Sensör daha piyasaya çıkar çıkmaz herkesi mıknatıs gibi kendine çekmişti. Uygulama alanlarında gösterdiği üstün başarılar duyulduğunda ise artık herkes onunla ilgileniyordu.
Müşterilerin hoşuna giden şey sinyalin odaklanma kabiliyetinin yüksek ve net olması. İçinde karıştırma donanımı olan bir tankın içinde ölçüm yapan bir radar seviye sensörümüzün olması mükemmel bir şey, ama müşterileri gerçekten heyecanlandıran şey VEGAPULS 64’ün bir küresel vana ile birlikte kullanılabilmesi. Benim müşterilerimin çoğunun kimyasalların ve başka tehlikeli sıvıların seviyesini ölçmeleri gerekiyor. Bu müşterilerin sensörü küresel vana ile birlikte prosesten ayırabilmeleri çok önemli. Ama küresel vana hiçbir yere takılmadan geçen huzme ile yapılan seviye ölçümünde parazitlenme oluşturuyor.
Müşteriler senelerden beri, küresel vanalar için başka işlemlere gerek bırakmadan net bir sinyal veren radarlı seviye ölçüm cihazı talep ediyorlardı. VEGAPULS 64 ile de artık bu istekler gerçekleşmiş oldu.
Benim için VEGAPULS 64’ün en müthiş yanı, hemen hemen tüm malzemeleri ölçme olanağı sunması. Sensör dielektrik sabiti son derece düşük olan sıvıları bile sorunsuzca ölçüyor! Müşteriler VEGAPULS 64’ten önce dielektrik sabiti düşük olan sıvılarda klavuzlu radar sensör kullanıyorlardı. Klavuzlu radar da harika bir sensör, ancak ölçümü malzemeye temas etmeden yapamıyor ve tam da bu temas olayı, sensörün hata vermesine neden olabiliyor. Artık, ölçümü temassız yapan bir sensörümüz var ve bu sensör hatasız ve net bir sinyal yollayabiliyor. Sensörü ilginç kılan özellik, yalnızca malzemenin dielektrik sabitinin hiçbir rol oynamaması değil. VEGAPULS 64’ten önce, içinde ölçüm yapılacak tankın tipini, yüksekliğini, içindeki karıştırma donanımlarını, uygulamanın köpük oluşturup oluşturmadığını çok iyi bilmek ve hesaplamak gerekiyordu, bunların hepsi birer “her şeyi göz önünde bulundurma” zorunluluğuydu. Güvenilir seviye ölçümü yapabildiğimiz VEGAPULS 64 ile bu “her şeyi göz önünde bulundurma” zorunluluğu artık sözkonusu olmaktan çıktı.
Bu makaleyi dışa aktarın
PDF olarak indirGönderi paylaş
Yorumlar ({{comments.length}})
{{getCommentAuthor(comment, "Anonim")}} {{comment.timestamp | date : "dd.MM.yyyy HH:mm" }}
{{comment.comment}}
