Kapat
email public

Röportaj: Alex Chang

VEGA'ya geliş serüveninizi bize anlatabilir misiniz? Buraya nasıl geldiniz?
Ben Tayvan'lıyım. İlkokul eğitimimi orada tamamladım. Amerika'ya 2006 yılında gittim ve ilk yılımı Houston'da İngilizce öğrenerek ve MBA'yi bitirebileceğim bir okul aramakla geçirdim. İngilizce konuşabilmek ve İngilizcemi çabucak ilerletebilmek için yaşayacağım yerde çok Çinli olmamasına özen gösterdim. Ama bu yerin kuş uçmaz kervan geçmez bir okul da olmasını istemedim. Ayrıca sosyal bir hayat da istiyordum. Böyle ararken Ohio eyaletinde Cincinnati'de bulunan Xavier Üniversitesi karşıma çıktı.

Xavier tam istediğim gibi bir yerdi: Orta büyüklükte bir şehirde iyi bir şöhrete sahip fazla pahalı olmayan bir yüksek işletme okulu. Houston'da bir yıl kaldıktan sonra 2007 yılında Cincinnati'ye geçip 2008 yılında MBA lisans üstü eğitimime başladım. 2010'un başında ikinci sömestre girmek üzere iken aklıma staj yapma fikri geldi. Tesadüf o ya, Xavier'de bir kariyer fuarı düzenleniyordu. Burada VEGA'yla tanıştım.

VEGA standında bulunan kişi bana radar ölçüm cihazları ve diğer ölçüm aletleri hakkında çok şey anlattı. Bu konu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Bunlar bana başlangıçta ürkütücü gelmişti. Ama görevli bir anahtar sözcük söyleyerek ilgimi çekmeyi başardı: Nükleer. Ölçüm aletlerinde nükleer materyal kullanılabileceğinden haberim yoktu. Kariyer fuarından sonra öğrenci yurdundaki odama girip VEGA'nın internetteki sayfasına girdim. Hakikaten bayağı etkileyiciydi. Özellikle nükleer ölçümler hakkındaki bilgi. Kendi kendime: ''Gerçekten etkileyici. Buraya mutlaka başvurumu yapmalıyım,'' dedim.

O sıralar VEGA başka dilde konuşan insanlar arıyordu. Bu benim için süper olmuştu. Çünkü ben hem Çin kültürünü çok iyi tanıyor hem de Mandarin dilini konuşuyordum. Çin'in petrol ve gaz sektöründe VEGA ürünleri için çok büyük bir pazar vardı. Bu nedenle VEGA'nın benim için süper bir şans olduğunu görebiliyordum. Başvurdum ve görüşme sonrası başvurum kabul edildi. 2010 yılında orada staja başladım ve stajım 2012'de MBA eğitimim bitinceye kadar devam etti.

Peki sonra ne oldu?
Eğitimim tamamlanınca VEGA beni işe kabul etti ama sorun vardı: Ben Amerikan vatandaşı değildim. Bu yüzden önce çalışma vizemin olması gerekiyordu. Bu, çok basamaklı karmaşık ve bürokratik bir süreçti. Bana o zamanlarda her yıl 100.000 kişinin çalışma vizesi için başvuru yaptığını ama sadece 65.000'ine vize verildiği söyleniyordu. Bu bir tür loto gibiydi. Ya vize verilen 65.000 kişiden biri ya da eli boş dönen 35.000 kişiden biri oluyordun. O yıl eli boş dönenler arasında ben de vardım.

Bunun hâlâ geçerli olup olmadığını bilmiyorum. Ama o zamanlarda bir kez başvurduysanız ve o yıl vize alamadıysanız, sonraki yıl tekrar başvurmak istediğinizde bekleme kuyruğunun en başına alınıyordunuz. VEGA bana, beklediğim takdirde beni şirketlerinde görmek istediklerini söylüyordu. Ben tüm bir yılımı bekleyerek geçirmek yerine memleketim Tayvan'a döndüm. Üç ay içinde Çin'de dünyanın en büyük selüloz ve kâğıt üreticisi olan Asian Pulp and Paper (APP) firmasında iş buldum. APP'de çalışırken fabrikaları gezdim. Orada VEGA radar ölçüm cihazları ve nükleer terazi donanımlarını görev başında inceleme fırsatım oldu. Dünyanın ta diğer ucunda olmama rağmen VEGA ürünleriyle çok işim olmaya başlamıştı. O yılı benim açımdan çok başarılı bir yıl olarak anımsıyorum. İş gezilerine çıkmaya başladım, meslekî deneyimler kazandım ve ölçümlerde bir müşterinin ne gibi çözümler aradığını öğrendim. APP'de çalışmamın üzerinden 11 ay geçtikten sonra ABD vizesi başvurumun kabul edildiğini öğrendim. O zaman VEGA'ya döndüm.

Sözlerinizden isteseydiniz Çin'deki kâğıt firmasında da kalabileceğiniz anlaşılıyor. Neden VEGA'ya döndünüz?
En büyük neden, buranın kültürü ve insanlarını çok sevmem.

VEGA üretim uzmanı Alex'in görevi tamamen ekip odaklı.

Siz bir proje uzmanısınız. Bu ne anlama gelmektedir? Görevinizin içeriğini açıklar mısınız?
Satmak istediğiniz proje ürününü belli aralıklarda ve belli bir tarihte katkı maddeleri eklemek zorunda olduğunuz kocaman bir pasta olarak varsayın. Bu yüzden standart günüm başka departmanlar ve gruplarla koordine olmakla geçiyor. Bu grupların arasında mühendislik, sevkiyat, satınalma, sipariş yönetimi, üretim idaresi, VEGA Almanya ve diğer ortaklar da yer alıyor. Her bir projenin işletilmesinde inanılmaz bir enerji gerekiyor ve her bir proje bir diğerinden farklı. Bir proje bir ay ya da üç ay sürebiliyor. Her şeyi bu sürelere sığdırabilmek için iyi bir bir zaman yönetimi şart. Proje uzmanı denilince normalde akla bu gelir. Ama benim görevim farklı.

Normal bir proje uzmanı zamanının % 95'ini ofisinde geçirir. Bense Çinli müşterilerle görüşebilmek için aşağı yukarı yılda dört kez Çin'e gidiyorum. Oraya her gidişimde iki hafta kalıyorum ve gittiğim sürede olabildiğince çok sayıda görüşme yapabilmek için gitmeden önce olabildiğince çok sayıda projemi yoluna koyuyorum. Bazen beni bir haftayı VEGA Business Development ekibiyle veya lisans sahibinin şirketinde geçiriyor bulabiliyorsunuz. Sonraki haftayı bizim bölge temsilcilerimizle Çin'in değişik yerlerini gezerek ve mühendislik, tedarik ve inşaat firmalarıyla (EPC) ya da nihai müşterilerle buluşarak geçiriyor olabilirim. Bu, Çinli müşteri ve ortaklarımızla ilişkilerimizi sağlam tutmamız için büyük bir fırsat.

VEGA Americas'da değer verdiğimiz şeylerin başında sağlam ilişkiler yatıyor - Bu bizim kültürümüzün bir parçası. Sağlam ilişkiler Çin kültüründe de önemli mi?
Çin kültüründe ilişkiler çok önemli. Bir müşteriyle özel olarak buluşman ve onun elini sıkman gerçekten de önemli. Müşterilerimiz beni tanıyor ve doğrudan beni arıyor. Bu, müşterinin daha hızlı yanıt almasını sağlıyor ve bu sayede müşteri hizmeti bağlamında rakiplerinizden daha iyi bir konum sergiliyorsunuz.
VEGAPULS 64'ün piyasaya sürülmesinin sizin günlük çalışmanız üzerindeki etkisi nasıl oldu?
VEGA, VEGAPULS 64 olmadan daha önce radar ile zaten tanınıyordu ve birçok müşteri yıllardır kullandıkları VEGAPULS 62 ve VEGAPULS 63 radar sensörleri için model kodları göndermeyi alışkanlık haline getirmişti. Yeni ve mükemmel bir ürünümüzün olduğunu, bunun hem büyük hem küçük proses bağlantılarında kullanılabileceğini ve daha iyi odaklama için yüksek bir iletim ortamına sahip olduğunu anlatmak için biraz zaman harcamak gerekiyordu. Proses malzemesinin VEGAPULS 64'ün doğruluğuna negatif etkisi yoktu. DK değerinin artık hiçbir öneminin kalmadığını buna bağlayarak izah ettim. Müşterilere tüm avantajları bir bir söyledikten sonra müşterilerin ürüne ilgisi haliyle arttı ve ürünü denemek istediler. 

VEGAPULS 64 gibi bir ölçüm tekniğinin gelişim süreci size VEGA ile ilgili ne gibi bir bilgi veriyor?
Bundan, yenilikçi ürünler sağlayabilmek için şirketimizin çok farklı kaynakları kullandığını ve bu şekilde piyasada bir ilk olarak kalabileceği bilgisini alıyorum. Biz bazı rakiplerimiz kadar çok büyük olmayabiliriz ama seviye ölçümü yapan yüksek frekanslı radar sensörlerini geliştiren en hızlı firma hep biz olduk. Bu etkileyici.

Alex'in anlatımını videodan izleyin: VEGAPULS 64 hakkında daha fazla bilgi sahibi olun.

Boş zamanınızda neler yaparsınız.
Boş zamanlarımda spor yapmayı seviyorum. Tayvan'da yaşarken okul takımında basketbol oynuyordum. Tayvan'da 1,80 m boyumla oradaki en uzun boylu oyuncular arasında olduğumdan orta sahada oynardım. Önceleri Xavier'de iken haftada üç kez eğlencesine basketbol oynuyordum. Hâlâ oynamayı seviyorum ama şimdi ne yazık ki bunun için çok zamanım olmuyor. Ben de sadece bazen haftada bir kez oynuyorum

Yorumlar ({{comments.length}})

Bu gönderiye henüz yorum yapılmadı. İlk yorum yapan siz olun.

{{getCommentAuthor(comment, "Anonim")}} {{comment.timestamp | date : "dd.MM.yyyy HH:mm" }}

{{comment.comment}}


Yorum yaz



Zorunlu alan
Zorunlu alan
Zorunlu alan Geçersiz mail adresi
Zorunlu alan Your comment must not contain any links or email addresses
captcha
Zorunlu alan
yanlış kodlama untranslated: 'Blog_SendComment_Error'